`Secde eden insan` şeklinde yapılan cami büyük ilgi görüyor.

17 Ağustos 1999 Marmara Depremi`nde yıkılan Tozlu Cami`nin yerine inşa edilen ve kaba inşaatı bitirilen cami şimdiden ilgi odağı oldu. Caminin mimarı Muhammet Dayal, mimari yapıyla ilgili çok olumlu tepkiler aldığını söyledi. Caminin `Secde eden insan` şeklindeki mimarisiyle dünyada tek olduğunu ifade eden Dayal, `Madde ile mana birbirinden kopuk değil. Maddeye ruh veren manadır. Her şey kendi lisanıyla Allah`ı anıyor. Ben madde ile manayı birleştirmeye çalıştım. Secde Allah`a en yakın andır.` dedi.
Caminin mimarisiyle ilgili 6 ay düşündüğünü dile getiren Dayal, `Yeni caminin çok farklı yeni bir mimarisi olsun istedim. 6 ay boyunca `nasıl bir şey olsun` diye düşündüm. Bir gün yine sahil kenarında uzunca bir süre oturup düşünüyordum. Güneş doğup batarken güneşin de secde ettiğini düşündüm. Secde eden insan fikri oradan çıktı.` diye konuştu.
Dayal, yeni bir uygulamayla yankının sıfıra indirildiğini, ses boğulması ve dağılmasının önüne geçildiğini belirterek, 3 bin 500 kapasiteli camide mikrofon kullanmaya gerek olmadığını vurguladı. Caminin bir başka ve en önemli özelliğinden birisinin de cemaatin yüzde 90`ının namaz kılarken imamı görebileceğini dile getiren Dayal, şu bilgileri verdi:
`Cami içeriden üç katlı olarak görülüyor. Ancak katlar arasında yumuşak geçişle caminin içi bir bütünmüş gibi algılanıyor. Bayanlara ayrılan bölümden de imam görünüyor. Erkek egemen bir cami havası yok. Klasik camilerde bir ana mekan namazgah tanzim edilmişti. Burada kul mantığı var. Bayanların namaz kıldığı alanda camiyle bir bütün gibi görünüyor. Odak noktası olan mihraptan kopmuyor. Yine yeni bir teknikle doğal havalandırma ev aydınlatma sistemi kurduk. Camlarla doğal aydınlatma ve şeffaflık sağlanırken, aynı zamanda hayatın hayatla iç içe olduğunu anlatıyor. Sürekli hava sirkülasyonu sağlayan sistemle de hava hapsedilmiyor. Cemaat en kalabalık bayram ve Cuma namazlarında bile havasızlıktan sıkılmıyor. Engelliler de rahatlıkla ibadethaneye gelebilecekler. Caminin bir tane bulunan daire şeklindeki camına da Peygamberimizin (SAS) mührünü vuracağız. İmamın namaz kılarken durduğu mihrapta uzay boşluğu ve nur hissi veren bir dizayn yapacağız.`

MÜZEZZİN EZAN OKURKEN ASANSÖRLÜ MİNARE 180 DERECE DÖNECEK
180 derece dönen bir kule şeklinde tasarladıkları ve asansörle çıkılacak minare inşaatının devam ettiğini anlatan Dayal, minarede şerefe olmayacağını söyledi. Şerefenin mantığının müezzinin ezanı her tarafa dönerek okumak olduğunu belirten Dayal, `Bu camide, şerefe noktasından aleme kadar olan kısım şeffaf döner kule olarak yapacağız. Müezzin ezanı okurken 180 derece kule dönecek. Ayrıca, müezzinleri de merdiven çıkma zahmetinden kurtaracağız. Minare asansörlü olacak. Müezzinler minareye çıkmıyor diye eleştiriliyor. Minarelerin merdivenlerini çıkmak çok zor. Dar bir mekan ve basamaklar arası da oldukça yüksek. Biz müezzine minareye çıkma kolaylığı sağlıyoruz. Müezzinlerin minareye çıkana kadar nefesi kesiliyor. İnsanlar iki katlı evlerine bile artık asansör yapılıyor. 7 katlı bina yüksekliğindeki minarede neden asansör olmasın. İbadethanelerde de kolaylaştırıcı yeni anlayışlar sergilemek lazım.` diye konuştu.


DÜNYADA BAŞKA BİR BENZERİ YOK
Tozlu Camii Vakfı Başkanı, inşaat mühendisi Tarık Pekerken ise caminin ince işçiliği devam etmesine rağmen kısmen ibadete açıldığını, bugüne kadar 2 milyon TL harcadıklarını ifade etti. Zorlama değil, gönüllü bağışlarla cami inşaatının bu aşamaya geldiğini söyleyen Pekerken, şunları kaydetti:
`Cami, mimari yapısı ve bazı özellikleriyle dünyada benzeri yok. Camimiz kubbesiz. Kubbe o günün teknolojisiydi. Kubbesiz cami içindeki geniş alanı meydana getirmek mümkün olmuyordu. Ancak bugün demir, çelik ve beton teknolojisiyle kubbesiz de geniş alanlar meydana getirilebiliyor. 1 milyon TL daha desteğe ihtiyacımız var. Gönüllü insanlarımızın himmetlerini bekliyoruz. Camimiz bitirildiğinde yine Sakarya`nın belki de Türkiye`nin sembollerinden biri olacak. Şimdiden camimiz büyük ligi görüyor.`

 


17.12.2009 13:12:00